İLAÇ SEKTÖRÜ
MICHELIN YILDIZLI ŞEFLER GİBİ BİZ DE İLAÇTA 3. YILDIZI ALABİLMEYİ HEDEFLİYORUZ
CT Pharma Research’ü kuruluşundan bu yana farklı kılan ve her geçen gün büyümesine yol açan en önemli değerleri, “etik ve bilgi güvenligi” konularında göstermiş olduğu hassasiyettir. CT Pharma Research, müşterilerini sadece bir müşteri olarak degil, stratejik bir ortak olarak görür. Bu bağlamda CT Pharma Research 2015 yılında kendisi için de ilaç, gıda takviyesi ve dermokozmetik alanlarında ürün geliştirme faaliyetleri de yürütmeye başlamıştır. Bu çalışmaların meyvelerini de almaya başlamış bulunuyoruz. İlk ilaç ruhsat başvurularımızı, 2018 yılında yaptık. Aynı yıl, patentli 2 adet gıda takviyesi ürünümüz ile 4 adet dermokozmetik ürünümüzü piyasaya verdik. Bu bağlamda, bu ürünlerimizin ruhsatlandırma, satış ve pazarlama faaliyetleri için de 2017 yılında, TFLL Pharma’yı kurduk. Bu şirketimiz, arkasında CT Pharma Research’ün bilimsel gücü ile özellikle doğumdan başlayarak, sağlıklı yaşlanma konseptine uygun ürünleri portföyüne katma straejisini sürdürmektedir.
Dr. Şerhan Bey, ilaç sektörümüz açısından çok ilham veren bir girisimcisiniz. Röportajımıza geçmeden önce sizi daha yakından tanımak ve kariyerinizdeki önemli kilometre taslarını ögrenmek isteriz.
Michelin yıldızlı şefler ve onların reçetelerini denemek bir hobimdir. Bu konuda oldukça meraklıyım ve bu şeflerin hayata bakış açıları, benim yine özellikle merak ettigim bir konudur. İlaç sektörünün mutfağı ise Ar-Ge’dir. Yaklasık 23 yıldır bu sektörde ve Ar-Ge alanında, yani mutfakta çalısan biri olarak örnek aldığım kişi, 3 Michelin yıldızlı bir şef olan Alain Passard’dır. Onunla kendi aramda birçok noktada benzerlikler görmekteyim. Bunlardan biri de bu mesleği seçme zamanlarımızdır.
Alain Passard, bu konuda çok kısa bir şekilde açıklama yapar: “14 yaşımda şef olmaya karar verdim.” Ben ilaç sektöründe ve Ar-Ge bölümünde çalışmaya, üniversiteye girdiğimde yani 17 yaşımda karar vermiştim ve bu fikrimden hiçbir zaman vazgeçmedim. Sektöre 1996 yılında, Bilim İlaç Ar-Ge Bölümü’nde biyolog olarak girdim. İş hayatım ile paralel olarak akademik kariyerime de devam ettim. 1996 yılında Moleküler Biyoloji master programına başladım ve 1999 yılında tamamladım. 2000 yılında, Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Biyoteknoloji Anabilim Dalı’nda doktora programına başladım ve 2007 yılında tamamladım.
2003 yılında, o zamanki adı İlsan-Hexal olan ve daha sonra Sandoz olacak Alman şirketinde, Fomülasyon Geliştirme Şefi olarak göreve başladım. 2009 yılında Colorcon firmasında, Türkiye ve Ortadoğu Bölge Teknik Müdürlüğü görevini yaptım. 2012 yılında, kendi şirketim olan CT Pharma Research’ü; 2017 yılında, TFLL
Pharma Türkiye’yi ve yine 2017 yılında da aynı isimle, Belçika şirketi olan TFLL Pharma BVBA’yı kurdum.
Türkiye’deki pazarlama faaliyetlerinizi gerçekleştiren firmanız nasıl bir organizasyon ile hangi ürünlerinizi çalışıyor? Bu ürünlerinizin belli başlı özellikleri hakkında neler söylemek istersiniz?
2012 yılından bu yana faaliyet gösteren CT Pharma Research bir ilaç arastırma geliştirme şirketidir, faaliyetlerini TÜBİTAK Teknoparkı’nda sürdürmektedir. Türkiye ve yurtdışındaki müşterilerine, eşdeğer ilaç ürünlerine ait projeleri anahtar teslim olarak gerçekleştirmektedir. Araştırma ve geliştirme faaliyetlerimiz, küçük moleküller, biyoteknolojik peptidler ve biyobenzerler, gıda takviyesi ve dermokozmetik alanlarını
kapsamaktadır. Bugüne kadar, 190 üzerinde proje tamamlamış durumdayız.
CT Pharma Research’ü kuruluşundan bu yana farklı kılan ve her geçen gün büyümesine yol açan en önemli değerleri, “etik ve bilgi güvenliği” konularında göstermis oldugu hassasiyettir. CT Pharma Research müşterilerini sadece bir müşteri olarak degil, stratejik bir ortak olarak görür. Bu bağlamda CT Pharma Research 2015 yılında kendisi için de ilaç gıda takviyesi ve dermokozmetik alanlarında ürün gelistirme
faaliyetleri yürütmeye de başlamıştır.
Bu çalışmaların meyvelerini de almaya başlamış bulunuyoruz. İlk ilaç ruhsat başvurularımızı, 2018 yılında yaptık. Aynı yıl, patentli 2 adet gıda takviyesi ürünümüz ile 4 adet dermokozmetik ürünümüzü piyasaya verdik.
Bu bağlamda, bu ürünlerimizin ruhsatlandırma, satış ve pazarlama faaliyetleri için de 2017 yılında, TFLL Pharma’yı kurduk. Bu şirketimiz, arkasında CT Pharma Research’ün bilimsel gücü ile özellikle doğumdan başlayarak, sağlıklı yaşlanma konseptine uygun ürünleri portföyüne katma stratejisini sürdürmektedir.
Türkiye’de gıda takviyesi geliştirerek, buna patent yatırımı yapan ilk firmayız. İki ürünümüz de inovatif özellikleri ile hekimlerimiz tarafından büyük ilgi görmektedir.
Custom Supplements markası altında, “Curcumin + Selenyum” içeren ODT tablet ve “Glutatyon + Selenyum” içeren kapsül formunda ürünlerimiz piyasada bulunmaktadır.
TFLL Pharma BVBA, 2018 yılında kuruldu. Belçika’nın Kuzey bölgesi olan Flaman bölgesinde, Ahasselt Üniversitesi’ne bağlı Bioville Teknoparkı’nda yer alıyoruz. Bir yıl içerisinde, 3 adet gıda takviyesi ruhsatı aldık. Markalarımızın tamamı, Avrupa Birliği içerisinde tescil edildi. Gerek ilaç, gerekse gıda takviyesi için lokal danışmanlarımız mevcut. Farklı dozaj formlarına dedike olmus CMO’larımız mevcut. Çok yakında da üretimlerimiz başlayacak. Ayrıca, Türkiye’den firmaların yurt dışı çalışmaları için de destek sağlama konumuna gelmiş bulunuyoruz. Flaman bölgesi, ilaç Ar-Ge’si açısından büyük bir potansiyele sahip ve bizim
hedeflerimiz ile çok fazla ortak paydası mevcut. Burayı, dünyaya açılma açısından bir üs olarak değerlendirmeyi planlıyoruz. Türkiye’den Belçika’ya ilaç know-how satısına da basladık ki bu Türkiye için bir ilktir. TFLL Pharma BVBA, Flanders. Bio ve Happy Aging platformlarının da üyesidir.
Curcumin + Selenyum içeren ODT tablet, sahip olduğu hücre kültüründen insan klinik çalısmalarına kadar geniş yelpazedeki klinik çalışmalarıyla ve bunu yanı sıra selenyum ile takviye edilmesiyle ODT formuna sahip olan Dünya’da ilk üründür. Glutatyon + Selenyum içeren kapsül ise Türkiye’deki en yüksek doz olup, yine selenyum ile takviye edilmesiyle ve sahip oldugu mide asidinde çözünmeyen özelliği ile yüksek biyoyararlanımı sağlamaktadır.
Planto Baby markası altında yer alan dermokozmetik ürünlerimiz ise bebek ve çocuk sağlıgı için geliştirilen, piyasada var olan tüm ürün gruplarının hepsinden daha fazla sayıda bitki ekstraktları içeren ürünlerdir. Bu grubun içinde şampuan, pişik kremi, nemlendirici ve masaj yağı bulunmaktadır.
Gıda takviyelerinin, sağlık ürünleri olarak önemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Benim bu konudaki görüşüm, biraz da yurt dışında edindiğim izlenimler ile şekillenmektedir. “Hasta olmadan yapılacaklar neler olmalıdır?” diye soruyorum kendime. Çünkü, hasta olunduktan sonra yapılacaklar belli. Aslında bunun olmaması için neler yapılmalı? Örnegin yaşam şeklimiz, fiziksel aktiviteler, ilk başta aklıma gelenlerdir. Gıda takviyeleri ise işte bu noktada devreye giriyor.
Engel olamadığımız dış faktörlere karşı ki bu faktörler sonrasında hastalıklara neden olmaktadır; kullanmamız gereken gıda takviyeleri, büyük önem kazanmaktadır. Biz TFLL Pharma olarak, yaşam boyu ihtiyaç duyulması muhtemel gıda takviyelerinin üzerinde çalışıyoruz. Çok spesifik hedefler için geliştirmiş
olduğumuz ürünler ile fark yarattığımızı düsünüyorum. Gıda takviyelerinin, özellikle de bu tarz özel olanlarının, orta ve uzun vade de hem bireysel hem de devlet bütçesine destek olacağına inanıyorum.
Yurt dışındaki sirketiniz TFLL Pharma’nın, kuruluşundan bugüne gelişimi hakkında bilgi alabilir miyiz?
Bu soruyu, başta bahsettigim ilgi alanım olan Michelin yıldızlı şefler ile bağlantılı olarak yanıtlamak isterim. Nasıl ki ilk 2 yıldız için malzeme kalitesi, hazırlama ve pişirme konusundaki ustalık, yaratıcılık, ödeme karşılığının alınması ve kalite standartlarındaki istikrar, genel ambiyansın menüyle bütünlügü, hizmet kalitesi, restoranın yenilikçi olması, sefin restoran sahibi olmasının yanı sıra, yine sefin Michelin yıldızlı restoranlarda çalışma geçmişinin olması gibi kriterler aranırken; 3. yıldız için bunların dışında bazı şeylerin de olması gerektigi aşikardır. Aslında bunlar belli olmakla birlikte, hayata geçirilmesi o kadar da kolay degildir.
Sürekli iyileşmek, gelişmek ve daha mükemmeli yakalayabilmek için sürekli çok çalışmak gerekir. Bizim yurt dışı operasyonlarını başlatma sebebimiz, aslında bu 3. yıldızı alabilmekti. Yani olduğumuz noktadan daha ileri gitmek, daha mükemmele ulaşmak için neler yapabileceğimizi düşünmek ve hep arayış içinde olmak. 3. yıldız ancak böyle alınabilir.
Ülkemizde biyoteknoloji alanında ne gibi fırsatlar olduğunu düşünüyorsunuz?
Biyobenzer moleküllerin, ülkemizde büyük potansiyeli olduğuna inanıyorum. Bu ürünler, gittikçe ithalden imale doğru kaymakta ve birçok yerli firma geliştirme ve üretim çalışmalarına hız vermektedir.
Yurt dışı faaliyetlerimize yeni eklemeyi düşündüğümüz bir alan da Türkiye’deki potansiyel müsterilerimizi, yurt dışında başka pazarlara taşıyabilecek klinik çalışmaları organize etme olacaktır.
Dünyada, klinik çalışmaların kalbi olarak nitelendirilen Flaman bölgesindeki statejik ortaklarımız ile bu faaliyetleri de yakında başlatmayı planlıyoruz.
İlaçta Ar-Ge imkanlarının ve kültürünün, ülkemizde gelişmesi için ne gibi adımlar atmalıyız?
Bu konudaki fikrim, ülke olarak temel bilimlere ağırlık vermemizdir. Eczacılık teknolojileri bir çatı bilimi olup, temel bilimlerin sonuçlarını baz almaktadır. Bu konuda ülkemiz çok yol kat etmiş durumdadır. Eşdeğer ilaç geliştirme ve üretim teknolojilerinde, Avrupa’dan geri kalır hiç bir yanımız bulunmamaktadır. Ancak, yukarıda da bahsettigim gibi konu biyoteknolojiye ya da katma değeri yüksek ürünlere geldiğinde, bir adım daha ileri gitmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda da çok daha fazla çalışmamız gerektiğine inanıyorum.
Değerlendirmeleriniz için çok teşekkür ederiz.
Bu fırsatı bana verdiğiniz için ben de size teşekkür ederim..