CT Pharma Research CEO’muz Şerhan Şimşek’in Ekonomist dergisinde yayınlanan röportajı;
- Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?
1996 Yılında 19 Mayıs Üniversitesi Biyoloji bölümünden mezun olduktan sonra aynı üniversitede 1999 yılında Moleküler Biyoloji Yüksek Lisans programını ve 2007 yılında da Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Biyoteknoloji Doktora programını bitirdim. Akademik kariyerime paralel olarak, 1996 yılından 2012 yılına kadar kesintisiz olarak yerli ve yabancı şirketlerin Ar-Ge bölümlerinde çalıştıktan sonra, 2012 yılında CT Pharma Research’ü yine 2000 yılından beri ilaç sektöründe çeşitli pozisyonlarda çalışmış olan eşimle birlikte kurduk.
-CT Pharma Research 2012 yılında kurulmuş, genç bir şirket olmasına rağmen pek çok başarılı işe imza atmış bir şirket, CT Pharma Research’ü kısaca tanıyabilir miyiz?
CT Pharma Research genç bir şirket olmakla birlikte kurucularının arkasında 20 yılı geçen bir ilaç sektörü tecrübesi bulunmaktadır.
İlaç sektüründe yerli ve yabancı firmalarda Ar-Ge ve Ruhsatlandırma bölümlerinde profesyonel olarak çalıştıktan sonra Dr. Şerhan Şimşek ve Kim. Müh. Semra Aktaş Şimşek tarafından 2012 yılında Tübitak Marmara Teknopark’ta kurulmuştur. CT Pharma Research üst yönetiminde Farmasötik Biyoteknolog Şerhan Şimşek, PhD CEO görevini ve Kim. Müh. Semra Aktaş Şimşek Bilimsel Bölüm Direktörlüğü görevini üstlenmektedir.
CT Pharma Research yerli ve yabancı ilaç firmalarına anahtar teslim Ar-Ge projeleri geliştirmektedir. Ürün geliştirme portföyü beşeri ilaçlar, peptidler, gıda takviyeleri ve dermokozmetik alanlarını kapsamaktadır. Geliştirme hizmeti verdiğimiz firmaların projelerinde sinai mülki haklar ve veri güvenliğine verdiğimiz önem bizim sektöre kattığımız bir değer olmuş bu sebeple de Ar-Ge projelerinin geliştirmesinde aranılan ve güvenilen bir firma haline gelmiş bulunmaktayız.
-Yaşadığımız bu pandemi sürecinde aslında yalnızca ilaçların değil gıda takviyelerinin de çok önemli olduğunu öğrendik. Siz de TFLL Pharma ile bu alanda çalışma yürütüyorsunuz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Bu pandemi sürecinden çok önce kendi firmamız için de projeler geliştirmeye başladık. Bu projelerin ruhsatlandırma, satış ve pazarlama faaliyetlerini yürütmek amacı ile 2017 yılında TFLL Pharma adında yeni bir şirket kurduk. Aynı yıl, TFLL Pharma Belgium BVBA ismi ile Belçika’da bağımsız bir şirket daha kurmamız, uzun zamandır düşündüğümüz yurt dışına açılma projemizin de önemli bir parçası olmuştur.
“Geleceği düşünmekten vazgeçemeyiz” sloganımız aslında 2017 yılında sanki bugün olacakları bize işaret ediyordu.
Gıda takviyesi alanında bir fark yaratmak en büyük amacımız olmuştur. Geliştirmiş olduğumuz ürünler bağışıklık sistemini güçlendirmek ve fonksiyonel bakış açısı ile yaşam kalitesini arttırmaya dayalı ürünlerdir. Özellikle ilaç geliştirme mantığı ile geliştirdiğimiz gıda takviyelerimiz yüksek biyoyararlanım göstermesi ve patent ile korunan kombinasyon ve dozaj formları ile piyasaya çıkar çıkmaz benzerlerinden ayrılmıştır.
Ürünlerin kalitesi hem Türkiye’de hem de Belçika’da yasal izinlerin alınması ile tescillenmiştir.
-CT Pharma Research olarak yurt dışı çalışmalarınıza yönelik hedeflerinizden bahseder misiniz?
Türkiye’de geliştirdiğimiz Know-How’ın yurt dışında pazarlanması bize bir kanal oluşturmuş, ardından gıda takviyelerimizin Belçika’da üretimi için imzaladığımız fason anlaşmalar ile de diğer uluslararası pazarlara erişim fırsatımız oluşmuştur. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nda ruhsatlandırma süreçleri devam eden ilaçlarımızın yanısıra, Türkiye’de Know-How’ını geliştirdiğimiz ilaçların Belçika’da da üretilmesi için fason anlaşmaları imzalanmış olup, ilaç ruhsat başvuruları da yakın zamanda Belçika Sağlık Otoritesi’ne yapılacaktır. Hem ilaç hemde gıda takviyesi alanlarındaki bu faaliyetlerimiz ile uluslararası pazarlardaki etkinliğimizi daha da arttırmayı planlıyoruz.
- İlaç alanında Ar-Ge anlamında yapılan yatırımları ya da sağlanan destekleri yeterli görüyor musunuz?
CT Pharma Research olarak iki adet 1507 TÜBITAK TEYDEP projesini başarıyla tamamlamış bulunuyoruz. Bize bu projeleri yürütürken verilen destekler çok kıymetliydi. Bunların artması elbette sektör ve özellikle Ar-Ge projeleri açısından önemli olacaktır.
Pandeminin bize öğrettiği en önemli bilgi ise dışa bağımlılığın sadece ticari bir risk değil aynı zamanda ülke insanı için de bazen hayati bir sorun oluşturma potansiyeli olduğudur.